ABD Savunma Bakanlığı yetkilileri, aylardır süren gerilimin ardından şimdi Pekin'in hızlı askeri genişlemesi ve Tayvan'a yönelik tehditleri de dahil birden fazla cephede Çin'le sorun yaşayacaklarını öngördüklerini söylüyor.
Pentagon, Çin'in nükleer programı, siber teknolojisi, füze kabiliyetleri ve uzay programı dahil çeşitli alanlardaki teknolojik modernleşme hızı karşısında şaşırmış ve alarma geçmiş durumda.
Bu hızlı gelişimler, Biden yönetimini küresel güç dengesinde bir değişiklikten kaçınmak için politikalarına yeniden yön vermeye çalışmak zorunda bıraktı.
Daha önce abd nükleer kuvvetlerini komuta eden ve hava kuvvetlerinin uzay operasyonlarını yöneten, ABD ordusundan General John Hyten, "Çin'in ilerleme hızı baş döndürücü" dedi.
Rusya nükleer cephaneliği açısından Çin'den daha büyük bir stratejik tehdit olmaya devam etse de General Hyten, Pekin'in ekonomik kaynakları ve şahlanmış askeri modernizasyonu nedeniyle ABD egemenliğine daha büyük bir tehdit oluşturduğunu söyledi.
Hyten, "bunu değiştirmek için bir şey yapmazsak" gelecek yıllarda toplam askeri güçte "Çin'in Rusya'yı ve ABD'yi geride bırakacağını" belirtti.
Çin'in hızlı ilerlemesinin en son örneği geçen ay gerçekleşti: Pekin'in hedefine doğru hızlanmadan önce dünyanın yörüngesine oturabilen süpersonik bir füzenin fırlatma denemesini yapmasıyla ABD makamları şaşkına döndü.
ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley, bu füze denemesinin bir Sputnik anı olmaya "çok yaklaştığını" söyledi.
1957'de Sovyetler Birliği dünyanın ilk uzay uydusu Sputnik'i fırlatmış ve bu, Sovyetler'in ABD'nin teknolojik gelişmelerini geride bıraktığına dair endişelere yol açmıştı.
Milley'e göre ABD'yi hâlâ en çok endişelendiren şey, bunun Çin'in yakın zamanda denediği düşünülen bir dizi yeni sistemden sadece biri olması.
Bloomberg TV'ye verdiği röportajda Milley, "Çin'in askeri kabiliyetleri bundan çok daha büyük. Çin uzayda, siber dünyada ve geleneksel kara, deniz ve hava alanlarında hızla genişliyor" dedi.
Pentagon, Çin'in nükleer programı, siber teknolojisi, füze kabiliyetleri ve uzay programı dahil çeşitli alanlardaki teknolojik modernleşme hızı karşısında şaşırmış ve alarma geçmiş durumda.
Bu hızlı gelişimler, Biden yönetimini küresel güç dengesinde bir değişiklikten kaçınmak için politikalarına yeniden yön vermeye çalışmak zorunda bıraktı.
Daha önce abd nükleer kuvvetlerini komuta eden ve hava kuvvetlerinin uzay operasyonlarını yöneten, ABD ordusundan General John Hyten, "Çin'in ilerleme hızı baş döndürücü" dedi.
Rusya nükleer cephaneliği açısından Çin'den daha büyük bir stratejik tehdit olmaya devam etse de General Hyten, Pekin'in ekonomik kaynakları ve şahlanmış askeri modernizasyonu nedeniyle ABD egemenliğine daha büyük bir tehdit oluşturduğunu söyledi.
Hyten, "bunu değiştirmek için bir şey yapmazsak" gelecek yıllarda toplam askeri güçte "Çin'in Rusya'yı ve ABD'yi geride bırakacağını" belirtti.
Çin'in hızlı ilerlemesinin en son örneği geçen ay gerçekleşti: Pekin'in hedefine doğru hızlanmadan önce dünyanın yörüngesine oturabilen süpersonik bir füzenin fırlatma denemesini yapmasıyla ABD makamları şaşkına döndü.
ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley, bu füze denemesinin bir Sputnik anı olmaya "çok yaklaştığını" söyledi.
1957'de Sovyetler Birliği dünyanın ilk uzay uydusu Sputnik'i fırlatmış ve bu, Sovyetler'in ABD'nin teknolojik gelişmelerini geride bıraktığına dair endişelere yol açmıştı.
Milley'e göre ABD'yi hâlâ en çok endişelendiren şey, bunun Çin'in yakın zamanda denediği düşünülen bir dizi yeni sistemden sadece biri olması.
Bloomberg TV'ye verdiği röportajda Milley, "Çin'in askeri kabiliyetleri bundan çok daha büyük. Çin uzayda, siber dünyada ve geleneksel kara, deniz ve hava alanlarında hızla genişliyor" dedi.